Bir haftadır Türkiye'de göz gözü görmüyor.
Bu sadece “organik” biber gazından değil.
Polisin copu, kadın çocuk, genç yaşlı demeden “kendilerine verilen talimatı” uygulamalarından dolayı.
Hatta Şırnak’ta PKK’nin silah kullandığını TSK duyurdu ama neredeyse duyulmadı.
Peki, Başbakan nerede??
Başbakan ülkeden kaçtı!!!
Kendisi şu anda Fas’ta oradan da Cezayir’e geçecekmiş.
Sanırım 4-5 ay kadar önceydi. Seçimlerden önce Bulgaristan’daki ayaklanmaların ardından Bulgar Başbakanı ülkenin polisi ülkenin halkına copla müdahale edemez diyerek istifa etmişti.
Bu ülkenin Başbakanı ise ver elini Afrika yaptı. Sanırım orada kendisini daha rahat hissedecek??
Ülke ayakta iken bir ülkenin Başbakanı neden yurt dışına kaçar??
İptal edilemez bir ziyaret midir Fas ziyareti neden yolu uzatır, Cezayir’e sonra gitse ne olur. Kendi kapısının önünü temizleyemeyenin sokaklar kirli deme hakkı olmaz ki.
Herkes bunun Taksim’de 3-5 ağacın kesilmesi ile ilgili olmadığını artık adı gibi biliyor. Bu son 10 yılda giderek otoriterleşen ve sıradan yurttaşın kaç çocuk yapacağına, nerede sigara ya da içki içeceğine karışan, içki içen AKP’li ise helal eden, değilse "ayyaş" ya da "çapulcu" ilan edilen “ileri demokrasinin egemen” olduğu bir ülke olduk ya, ondandır.
Giderek baskıcı bir rejim haline gelen AKP iktidarının Genel Başkanı ve Başbakanı seçimlerden sonra iktidar olduk ama devlet olamadık demişti ya. Hah işte oldu. Başbakan artık devleti temsil ediyor. Her ne kadar Cumhurbaşkanı başka bir şey, Bülent Arınç başka bir şey, Cemil Çiçek ve hatta Kadir Topbaş bile başka bir şey söylüyor olsa da.
Başbakan devlet benim- bakın biziz değil- diyor. Artık gücü kendinde zor tuttuğunu söylediği yüzde 50’yi de arkasında hissediyor. Ben ne dersem o olur. Zaten iş böyle başlamadı mı?
"Kararı verdik orası AVM- otel- rezidans olacak" dedi. Aslında fitili Başbakanın kendisi ateşlemiş oldu. Ama otoritesi ve egosu o kadar yükseldi ki. Ya biz de yanlış yapmış olabiliriz demeyi kendine yediremiyor. O kadar ki medyaya- twitter’e, facebook’a kin nefret ve öfke yağdırıyor.
Bir de marjinaller var. Onlar zaten bu ülkenin yurttaşı değil. Adı üstünde MARJİNAL…
Onların yurttaş olmaktan kaynaklı hakları yok. Onlar, zaten her türlü kışkırtmayı yapabilecek çapulcular. Zaten değil mi ki TENCERE TAVA HEP AYNI HAVA…
Bir haftadır, yüzbinlerce kişi sokakta, geceliyor, sabaha kadar şunu diyor.
'Artık yeter' evet 'artık yeter'. Sen nasıl kendine karışılmasını sevmiyorsan, biz de bize karışılmasını, nasıl yaşayacağımıza dikte edilmesini istemiyoruzzzzz.
Bunu anlamıyor mu?
Sanmam...
Peki ne o zaman? Çok mu zor polise "çekilin" demek.
Önceki gün polis çekildi. Yurttaşlar Taksim alanına çıktı ne oldu. Kocaman bir hiç. En temel yurttaşlık haklarını kullanıp evlerine dağıldılar ve hatta dağılmakla kalmayıp, bir de Taksim Meydanı'nı temizlediler.
Asıl sorun ne, asıl sorun şu:
Ali Ağaoğlu gibi ben yaptım oldu. İstedim olacak demek….
Yok yok Sayın Başbakan öyle değil, burası ne kraliyet, ne de padişahlık ve sen de ne kral ne de padişahsın. İş eğer oy almış olmaksa sana en iyi cevabı Cumhurbaşkanı verdi zaten her şey seçim değil.
İnsan azcık ama azcık kendine bakmalı ne yapıyorum ben yahu demeli demezse böyle olur. Kendine bakmayana aynayı gösterirler. Son bir haftada olan biten aslında bu aynı zamanda bu ülkenin yurttaşları sana onlara sen nasıl davrandıysan öyle davranıyor. Yani aynaya bakıyorsun.
Aynada gördüğün ise ANNE BAK KRAL ÇIPLAK...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder