Hepinizin izlediğini düşünüyorum. Komşumuz Yunanistan’daki
hükümet zor durumda. İster siyasal beceriksizlik diye tanımlayın ister uluslar
arası krize hazırlıksız yakalanma isterseniz geçmiş iktidarların hovardalığının
diyetini şimdiki hükümet ödüyor diye düşünün. Yunanistan önemli bir ekonomik
krizin içine düşmüş durumda. “Bizim Yorgo”’nun Yunan Ekonomisi krizde diye
çığlıklar attığını hepimiz izliyoruz. Hem Merkel hem de Sarkozy, Yunanistan’ı
yalnız bırakmayacaklarını ifade de etmişlerdi.
Dünyanın hemen her yerinde olduğu gibi bu tür kriz
durumlarında hükümetlerin krizi atlatabilmek için en güvendikleri kaynak
emekçilerdir. Her ne kadar koca koca patronlar, IMF, Dünya Bankası, AB gibi
devasa ortaklıklar olsa da en kestirme çözüm hemen emekçilerin haklarının
tırpanlanması, dolaylı vergiler diye tarif edilen tüketim maddeleri üzerinden
alınan vergilerin arttırılması, sosyal güvenlik sistemlerinde emekçiler
aleyhine yapılan düzenlemeler vb. bir çok önlem(!) hemen alınıverir. Nitekim
Yunan hükümeti de elinde en güvendiği bu kartı oynamaya kalkıverdi. Emekçiler,
Yunan hükümetinin krizin atlatılması amacıyla memurların maaşlarında kesinti,
sigara, içki ve benzini ağır vergi, emekli haklarında kısıtlama ve erken
emeklilikleri kaldırmayı öngören
önlemlerine tepki gösteriyorlar. ADEDİ adlı Memur sendikası ile GSEE
adlı işçi sendikaları konfederasyonunun ortaklaşa düzenledikleri 24 saatlik
eylem Yunanistan’da hayatı durdu.
Grev nedeniyle bankalar çalışmadı, okullar açılmadı, hastanelerde
sadece nöbetçi personel çalıştı ve sadece acil vakalar tedavi gördü, ulaşım
aksadı. Yunanistan’ın iki ana havayolu şirketi Olimpic Air ve Aegean’in tüm
seferleri iptal oldu. Medya çalışanları da greve katıldı, önceki gün hiçbir
radyo ve TV kanalında haber bültenleri ve haber programlar yayınlanmadı.
Gazetelerde çalışanlarının grevi nedeniyle ise yarın Yunanistan’da hiçbir
gazete yayımlanmayacağı duyuruldu. Özetle Yunanlı emekçi kardeşlerimiz
haklarının tırpanlanmasına, tüketim malları üzerindeki dolaylı vergilerin
arttırılmasına karşı “Osmanlı Tokadı” gibi bir yanıt ürettiler ve buna devam
edeceklerinin de sinyalini verdiler. Gönlümüzün ve vicdanımızın onlarla
birlikte olduğunu belirtelim. Krizin
bedelini emekçiler ödemesin sloganı ile ortaya çıkan bu durum ne kadar da
ülkemizdeki hale benzemekte değil mi?
Mevcut AKP hükümeti döneminde dolaylı vergilerin, özellikle
içki, sigara ve petrol ürünlerinin üzerindeki vergilerin e kadar arttığını,
özelleştirmeler nedeniyle bir çok emekçinin emekliliğe zorlandığını, Sosyal
Güvenlik sisteminde ve sağlık sisteminde emekçilerin aleyhine düzenli
düzenlemeler yapıldığı bu ülkede yaşayan herkes biliyor. Tekel işçileri neredeyse 2 aydır haklarını
arıyorlar, başbakan tekel işçilerini işgalci olarak nitelendiriyor. Belediye
Başkanı olduğu dönemde yıkamadığı kaçak binaların öcünü zemherinin soğuğunda
evinden çocuklarından uzakta derme çatma ama için sevgi, inanç ve mücadele azmi
dolu çadırlardan çıkarmaya çalışıyor. Ülkedeki büyük sendikalar ve
konfederasyonlar ortak eylem yapma kararı alıyor ve Tekel işçileri ile
dayanışma sürüyor. Bakıldığında Türkiye’nin durumu Yunanistan’ın durumundan
daha vahim ve kötü bir halde. İstediğiniz veriyi karşılaştırın, işsizlik
mi? yoksulluk mu? Sağlık hakları mı?
Emeklilik hakları mı?
Ancak nedense (!) komşuda olduğu gibi hayat durmuyor.
Yunanistan’da sendikaların ortak eylemliliğine ÖZEL SEKTÖR çalışanları destek
vermişler. Bizim ülkemizde kamu çalışanları kendi haklarının tırpanlandığı
eylemlere bile destek vermiyorlar. 7-8 yıllık AKP iktidarı döneminde iktidar 2
canavar yarattı. Bunlardan ilki YOKSULLUK CANAVARI diğeri ise KORKU
İMPARATORLUĞU. Yoksulluğu Valiler ve Belediyeler eliyle dağıttığı erzak, kömür
ve yeşil kartlarla kontrol ederken, Türkiye, Korkunun imparatorluğunun karanlığına
giderek teslim oluyor.
Hep birlikte göreceğiz. AKP’in ön bahçesi sözde sendikalar
olan MEMUR-SEN ile HAK-İŞ kuyruğunu kıstırıp işçinin yanından, gerçek yeri olan
“ağanın” yanına geçtiler. Korkunun imparatorluğuna teslim oldular. Bu gün 25
Şubat Perşembe Saat 18.00’de Osmangazi Metro İstasyonunda emekçiler toplanıyor.
Çağrıcı sendikaların ortak imzasını taşıyan 4-B 4-C’YE HAYIR! İŞGÜVENCEME
DOKUNMA! pankartıyla, Fomara’ya meşalelerle yürüyecekler. 27 Şubat Cumartesi
Saat 13.00 – 15.00 arası Fomara meydanında İŞÇİ KÜRSÜSÜ kuruluyor, oturma
eylemi yapılacak, Şiirler, marşlar, türküler söylenecek, halay çekilecek…
TEKEL İŞÇİSİNİN önderliğinde ayağa kalkan Emekçiler tüm
dostlarını yanına çağırıyor.
Komşuda pişen bize de düşer mi?