4 Mayıs 2013 Cumartesi

Evet, galiba manyağız


Gazeteler önceki gün Sinop Nükleer Santralı'nı Japon Mitsubishi Heavy Industries ve Fransız Areva ortaklığının yapacağını yazmıştı.
Başbakan bugün Japonya Başbakanı ile Sinop’ta Akkuyu’da yapılması planlanan NÜKLEER SANTRAL anlaşmasını imzalayacakmış. Hatta bu haber Paris Borsasını zıplatmış. Pekala biz niye Paris Borsasını zıplatmaya uğraşıyoruz. Ki Japonlar, Fukuşima’dan sonra 50 reaktöründen 48’ini çalıştırmazken niye Japonya’dan nükleer santral satın almaya çalışıyoruz. Bilen var mı???
Yani Hükumetimiz santrali en çok kazanın olduğu ilk 5 ülkeden 2 tanesinin ortaklığına yaptırıyor. Diğeri ile de görüşmelerini sürdürüyor. Listeye dikkatlice bakıldığında görülecek İlk 5 ülkenin dışında kalanlar nükleer defterini çoktan kapatmış ülkeler. Ve kaza sayılarının 25 yıllık durumuna baktığımızda sayıların azalmasının en önemli nedeninin Dünya’nın büyük kısmının NÜKLEER’den vazgeçmesinden kaynaklı olduğu da görülüyor.
İşte tamda bu yüzden işi başka kimse yapmıyor ki iş onlara kalmış durumda. İlla bir Borsa zıplayacaksa Paris Borsası olmadı, Tokyo Borsası o da olmadı, Moskova Borsası zıplayacaktı zaten.
Aslına bakarsanız dünya atmosferinde radyasyon var zaten ve genel olarak bir insan, bir yılda hava ve topraktan da radyasyon alıyor. Ancak belli bir düzeyin üzerinde radyasyona maruz kalmak, kanın kimyasını değiştiriyor, bulantıya yol açıyor, kusma yapıyor, saçları döküyor, ishal yapıyor, kanama yapıyor tedavi uygulanmazsa, 2 ay içinde ölüm, iç kanama ile ise 1-2 haftada ölüm gerçekleşiyor.
Çernobil nükleer santralindeki kazadan sonra dünyayı dolaşan radyasyon bulutları Trakya’da ota, süte; Karadeniz’de çaya, fındığa, suya radyasyon bulaştı. Etkilerinin sonuçları tam olarak bilinmiyor.
Ama buna karşın bazı “uzmanlar” var ki : “Karadeniz’de kanserden ölenlerin sayısının artmasının Çernobil’le bir ilgisi yok. Bunlar nükleer karşıtlarının uydurması. Öyle olmasaydı bugün hükumet Mersin ve Sinop’ta nükleer santral kurmaya çalışmazdı. Türkiye’den kilometrelerce ötede meydana gelen bir nükleer kazanın ülkeyi nasıl etkilediğini görür, bu topraklarda nükleer santral kurulmasını istemezdi. Çernobil nükleer kazası Türkiye’yi etkilemiş, Türk Tabipler Birliği’nin dediği gibi Hopa’da ölümlerin yüzde 47’si kanserden olmuş olsaydı, hükümet Ruslarla, Fransızlarla nükleer santral pazarlığı yapmazdı. Manyak mıyız biz?
Çernobil’in radyasyon dolu bulutları yıllar önce ülkemiz topraklara uğramış olamaz. Öyle olsaydı, İtalya gibi yapar nükleer santralleri k defterini o zaman kapatırdık. Nükleer santrallerini kapatma kararı alan Belçika, İspanya, Almanya veya İsviçre’nin yolundan giderdik. Ya da Yunanistan, İrlanda, Norveç, Danimarka gibi bu işe hiç bulaşmazdık." diyorlar.


Öte yandan bir de ironi var ki pes dedirtiyor. Nükleer Santrali olmayan Türkiye, İstanbul İkitelli’de 1999’da meydana gelen olayla “dünyanın en önemli 20 radyoaktif kazası” listesine girmiş.
Daha santral olmadan, olunca ne olacak Allah bilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder