Deseniz ki rüyanda mı gördün? Derim ki yok yok.
Avatar namlı meşhur üç boyutlu filmi dün iş çıkışı eşim ve
oğlumla birlikte izledim. Valla gece rüyama da girmedi. James Cameron abi bu filmi çekmek için 16 yıl beklemiş ama niye beklemiş anlamakta zorlandım.
Öncelikle belirtmek gerek bu filmin %80’i bilgisayar
ortamında yaratılmış, James abi bu nedenle beklemiş olabilir. Gerçek hayatta
zor tabi. O kadar ekşın, dağlar tepeler.
Ancak filmden çıkarılması gereken önemli dersler var.
Ders 1. Kainatın hangi noktasında olursanız
olun ABD emperyalizmi sizi bulur ve sömürür. Bu kez unobtainum(elde edilemez) breh breh madenin adına bakın. Kilosu
milyar dolar, ağabeylerde teknik var, taktik var, silahlar o biçim zaten yerli
halk ne anlar bu işlerden.
Ders 2. Dünyada kurtulamadığınız ABD sömürü
düzeni sizi Pandora gezegenine de kaçsanız bulur. Bulmakla kalmaz madenlerinizi
yutar ve yerli halka okul açar dil öğretir, sağlık merkezi yapmayı ihmal etmez.
Ama bunları yaparken arka planda hep psikopat bir albay vardır ve CIA’nın
dünyanın dört bir yanında düzenlediği kontrgerilla operasyonlarında deneyim
sahibi olmuştur. Önde zeytin ağaçları
arkasında yar biçiminde Anadolu’da Bedri Rahmi’nin şiiri gibi değildir ABD İYİLİĞİ. Orada kural önce yerlilere
iyi davranan biliminsanları arkada otomatik silahlar biçiminde tezahür eder.
Sahi ABD, dünyayı bir tür laboratuar olarak kullanıyor olmasın, uzaydaki diğer
galaksileri ele geçirince oradaki yerel halkların nasıl canına okuruz babından.
Ders 3. Şimdi bu ABD Emperyali ağabeyler
nereden duydular nereden gördüler ve nereden biliyorlarsa Pandora adlı
gezegende( Gezegenin adına da bir dikiz reca edelim hepinizden Efsaneye göre, Zeus kendinden ateşi çalıp insanlara
veren Prometheus'un kardeşi Epimetheus'a balçıktan yapılmış
tanrısal güzellik ve zekaya sahip Pandora'yı eş olarak gönderir. Epimetheus
kardeşinin tüm uyarılarına karşı Pandora ile evlenir. Zeus, Pandora'ya evlilik
hediyesi olarak topraktan yapılmış, çömlek benzeri bir kavanoz hediye eder ama
bu kavanoz asla açılmamalıdır. Bir süre sonra merakına yenilen Pandora,
kavanozu açar ve içindeki tüm kötülükler dünyaya yayılmaya başlar... ancak son
anda kutuyu kapatır bu da insanların içindeki "umut"tur.kötülüğün yayılmamış
olması umudu. Pandora mutsuzluk ve dertlerin olmadığı dünyada yaşar fakat
kadına özgü merakına yenilip kutuyu açar.Ama başka bir efsaneye göre de Pandora
kutuyu açtığında dünyaya kötülük hakim olur ve Pandora kutuyu kapatırken de
kutu Pandorayı esir alır…) geçer. Bu gezegende bulunan çok değerli bir elementi
tüm askeri güçlerini kullanarak çıkarmak isterler ve elbette ABD bir şey
isterse yapar kardişimmmm. Hikaye aynı hikayedir. Bu kez Epimetheus yerine
tanrı Zeus(ABD tabi ki başka kim olacak) belden aşağısı sakat bir askeri (Jake Sully) karşımıza çıkarır. Bakın
biz asker sakat bile olsa ona ne biçim görevler verir, Sam Amca olarak sosyal
sorumluluk procesi yaparız dercesine. Eeeee tabi ki Pandora’nın yerine de yerli
kızı Neytiri, hakketten balçıktan ve
topraktan yapılmış tanrısal güzellik ve zekaya sahip olarak filmdeki yerini
alarak, Yerlilerin sinirli ama karısına ses çıkaramayan klan şefinin kızı
olarak, zengin kız yoksul oğlan manifestosunu da tamamlamayı ihmal etmez.
Ders 4. Tabi ki başka bir şeyi daha belirtmek
gerek. Ulan bu yerliler neden hep değerli madenlerin olduğu yerlerde yaşıyorlar
ağabeycim yaaa. Niye ABD topraklarında bulunmuyo bu değerli madenler. Neyse
efendim film bu minval gidip bilgisayarın grafik ekran çözünürlük gücü ve çift
çekirdekli, kuartetli bilgisayar namelerinin yarattığı görsel şahaserliğin
içinde bulacağınız pagan yerli inancının çevrelediği doğa dostu bir yerli halk
vardır. Kardeşim herifler hem yerli hem pagan ve doğa dostu hem de gitmişler
tonlarca unobtainum üzerine çöreklenmişler. Dünyanın- sahi hangi dünyanın bu
dünya mı öbür dünya mı o da belli değil ya- nedense bu unaobtainuma fena halde
ihtiyacı olmalı yoksa film olmaz bilader. Film olması için bir ihtiyaç olması
gerekir değil mi? Hem de güzel güzel paşa paşa niye vermezler ki bu madenleri
(Bunları yazarken aklıma gelen çokkkkkk önemli bir durum var. Biliyorsunuz sık
sık e-posta olarak hepimize Bor- Hulusiyum-vb. adlar gelen ve Türkiye’nin
bilmem kaç trilyon dolarlık kaynakları olduğunu iddia eden power point sunuları
var ya. Ulan biz de o yerli halklardan olmayalım. Maazallah) Efendim neyse
her daim olduğu gibi zengin kız yoksul oğlana aşık olur. Ona yerli halk gibi
yaşamayı, avlanmayı, sevişmeyi felan öğretir. Ne yapacaktı madenin yerini mi
gösterecekti. Eh bedensel engelli de olsa sıradan bir ABD’li kadar anca kafası
çalışan Jake Sully hem kızı tavlar hem
de madenin ana kaynağını bulurrrr.
Ders 5. Neyse efendim çok uzatmayalım da
gidip kendiniz izleyin filmi. Ama madeni vermek istemeyen yerli halkın başına
gökten ne düşer?
A. 3 elma düşer
biri Obama’ya biri James abiye-filmi çekmiş o kadar yazıkkkk- biri size
değillll psikopat Albay’a tabi ki
B. Şimdiye kadar
Vietnam, Şili, Angola, Somali, Irak, Afganistan vb. dünya halklarının başına ne
düştüyse o düşer tabi ki.
Gelelim sonuna. Biliyor musunuz bu yerli halklar kızılderililerden
beridir, bi türlü kendi kendilerine kurtulmayı beceremezler. Ulan o kadar
yerlisin pagansın, doğa dostusun kendin kurtulsana, olmazzzzz. Ya ne olacak
zengin kızı seven ABD’li fakir oğlan son anda tabi ki aşkından canım ne demek
tabi ki aşkından yoksa Allah allahhh. Yerli halkı William Wallace gibi ( Hani
vardı ya Mel Gibson abi İskoç ülkesindeki gerilla harbini bütün klanları birleştirerek
patriot tadında skoç pastası yapıp uzun bacaklı John’u derbeder eden) hah işte
tam onun gibi organize eder. Zaten bakın ben size diyorum bu yerliler de her
şey var aslında unobtainum var, doğa dostular, gül gibi geçinip gidiyorlar ama
ağabeycim yok yok organizasyon yok. Kurumsal değiller bir kerem. Neyse efendim
klanları birleştirmek yetmez tabi ki fakir oğlanın yerli halkın gözüne girmek
için şapkadan tavşan çıkarması şarttır.
Eee burada tebi ki James abi devreye girer ve fakir oğlanı ejderhaya
bindirir, olacak o kadar kardişimmm film bu. Gerisini izleyin görün. Velhasılı
kelam yerlileri kurtarmak gerekirse ancak biz kurtarırız size ne oluyor. (Ya bu
bize pek yabancı değil galiba ne dersiniz. Rahmetli Celal Bey’de öyle dememiş miydi?)
Efendim Avatar’dan 1 ay kadar önce vizyona giren 2012
Dünyanın Sonu adlı filme de bir yazı döşenmek gerekli amma önce bunu yazmak
kısmet oldu. O filmde de vardı bunda da var. Anlatılan senin hikayen değildir.
Obama’nın Genelkurmayı olduğu yeni dünyanın gelecek tasallutudur bu. Yani
bimerak-ı fil-idrak değilseniz ve dünyanın geleceği nasıl olacak diye merak
ediyorsanız bu filmlerdeki gibi olmasını ABD’nin istediğini görmelisiniz. Dünya
nasıl iyi bir yer olur aceba diye merak ediyorsanız hah işte buldunuz ABD’nin
istediğinin tersi nasılsa dünya işte öyle iyi ve güzel bir yer olacaktır.
Filme gideceklere notlar:
1. Gözlükler
insanın burnunu fena acıtıyor.
2. İki buçuk saatin sonunda gözlükleri
çıkarınca dünya iki boyutlu olmuyor. Hatta bu kadar zaman gitti tüh deyip
4.boyut olan zamana yanıyorsunuz.
3. Filmi evde
denemeyin alerji yapabilir.
4. Film bittikten sonra çıkarken bu gözlükler
bozuk galiba ben iyi göremedim deyip yeniden izlemeyi düşünmeyin kabul
etmiyorlar.
5. Gözlükler ne
gerçek hayatta ne de evdeki televizyonda bir işe yaramıyor haberiniz ola.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder