12 Nisan 2011 Salı

Kayapa göletinde balık çiftliği


Deniz ürünleri üreticileri, doğal ortamlardaki balık stoklarının azaldığını ileri sürerek ortaya çıktığını düşündükleri açığı kapatmak için başta denizler olmak üzere her yere balık çiftliklerini kurmaya başlayınca, dünya genelinde tüketilen deniz mahsullerinin yüzde 40’ı bu tür çiftliklerden karşılanmaya başladı.
Gelecek on yıl içinde bu payın yüzde 50’yi aşacağı öngörülüyor. 
Fakat tıpkı et üretimi için fabrika tipi konsantre çiftliklerin kurulmasında olduğu gibi balık çiftlikleri de, birkaç sazan ya da yayın balığı yetiştirmek için bitki artıkları, otlar ve gübrenin verimli bir biçimde yeniden kullanılmasına dayanan geleneksel kökenlerinden saptı, endüstriyel çiftliklerde, kapalı ortamlarda üretilen balıklar için çok büyük miktarlarda yem, enerji, hastalık önleyici biyositler kullanılırken, yine büyük miktarlarda da gübre ortaya çıktı.
Günümüzde tonbalığı, somon, çizgili levrek, çipura, karagöz, karides ve diğer etobur balıkların yetiştirildiği çiftliklerde, üretilen balıktan daha fazlasının yem olarak tüketildiği biliniyor.
Endüstriyel çiftliklerin artışı ile bu çiftliklerden kaynaklı kirlilik konusu da tartışma alanımıza girmiş oldu.
Özellikle, balık kaçışı, aşırı ilaç ve biyolojik materyal kullanımına bağlı su kirliliği, suyun yeniden kullanılmasını sağlayacak teknolojilerin uygulanmıyor oluşu ve balıklardan kaynaklanan kirliliği arıtıp çevredeki sulara karışmasını engelleyecek kapalı konteynır çiftliklerin olmayışı önemli sorunlar olarak karşımızda durmaktadır.
Ülkemiz bu konuyu turistik bölgelerin yakınlarında ortaya çıkan yoğun balık çiftliği başvuruları ile öğrendi.
Son olarak ise Sığacık Körfezinde Orkinos Çiftliği kurulması çabası ile gündemimize oturdu diye düşünürken Bursa’da da bu konunun önümüze geldiğini gördük.
Bursa İl Özel İdaresi’nin Nilüfer İlçesi sınırları içinde Kayapa Mahallesi'nde bulunan Kayapa Göletinde kafeste alabalık üretimine izin verdiğini, bizi bir yurttaşımızın uyarması sonucu öğrenmiş olduk.
İdare ile yaptığımız yazışmada Bursa İl Tarım Müdürlüğü’nün uygun görüşü, Çevre ve Orman İl Müdürlüğü’nün ÇED gerekli değildir kararı ve İl Encümeninin 8.2.2011 tarih ve 41 sayılı kararı ile gerekli iznin verildiği belirtilmekte idi.
Değirmendere suyu üzerine sulama amacıyla 1990-1998 yılları arasında tesis edilen ve 1998 yılında işletmeye alınan Kayapa Göleti yıllık 3.650.000 metreküplük kapasitesi ile yaklaşık 14 milyon metrekarelik (14.000 dönüm) bir alanı sulamaktadır.
Bilgiye göre yıllık 70 ton kafeste alabalık üretim izni verilen göletin 840 metrekaresi için kullanım izni verilmiştir.
Birleşmiş Milletler Çevre Programı(UNEP) Akdeniz Eylem Planı Birimi'nin raporlarında balık çiftliklerinin neden olduğu bir çok zarara dikkat çekiliyor. Rapora göre 1990'lardan beri Akdeniz'in birçok ülkesinde çiftlik sayısı hızla arttı.
Bununla birlikte ekosistemin uğradığı zarar da ortaya çıkmış oldu.
Her bir ton balık üretimiyle 110 kg. azot, 12 kg. fosfor ve 450 kg. karbonun açığa çıktığını anlatan rapora göre, "Kullanılan organik ve kimyasal maddelerden kaynaklanan sorunlar, çiftliklerin yakınındaki kıyılara yansımış durumda. Kullanılan ilaçlar ekosistemde geri dönülmeyecek zararlara yol açıyor."
Rapora göre, Akdeniz'e karışan azot, fosfor ve karbonun yüzde 20'si Türkiye'den kaynaklanıyor. Oran Yunanistan için yüzde 40'ı aşıyor.
Öncelikle verilen yemlerinin yüzde 80 gibi bir bölümü balıklarca tüketilmiyor. Çeşitli kimyasallar da içeren bu yemler ile birlikte balıkların dışkıları da deniz dibinde birikerek zamanla deniz dibindeki bitki örtüsünü yok ediyor.
Bu gelişme o yörede bu bitkileri yumurtlama alanı olarak kullanan diğer canlıların bölgedeki varlığını tehdit ediyor.
Yine bu birikimler yavaş yavaş denizde diğer canlılar için toksik özellikler içeren bir çok kimyasal maddenin oluşuma ve birikimine, oksijenin de azalmasına yol açıyor.
Bu maddeler arasında nitrat ve nitrojen gibi maddeler de bulunuyor. Bu toksik maddelerin zamanla insan sağlığını bile tehdit etmesi olasılık dahilinde.
Balık çiftliklerinin büyük bölümünde yem olarak kullanılan kimyasalların yanı sıra, balıkların verimini artırıcı ve hastalıklara karşı da kullanılan antibiyotiklerin kullanımı Türkiye’de de oldukça yaygın durumdadır. Ancak çoğu üretici bu ürünleri bilim dışı yöntemlerle kullanıyor.
Balık çiftliklerindeki üretimde antibiyotik kullanımının insan sağlığına olumsuz etkisi yok, bununla beraber bu kullanım çevredeki diğer deniz canlılarının bağışıklık sistemine zarar verebilecek kadar yüksek. Bu nedenle üretimin mümkün olduğu kadar deniz akıntılarına kapalı koylardan uzak tutulmasının da denizin kirliliğini azaltmak açısından olumlu sonuçlar vereceğini söylemek mümkün.
Dünya bu çiftlikleri yakın denizlerden, kapalı koylardan uzaklaştırmaya çalışırken Kayapa Göletinde bu tür bir tesise izin vermek, gelecekte olası bir su ihtiyacında bu göleti hiç kullanamamak anlamına geliyor.
Karadeniz bölgesindeki her derenin üzerine bir HES yapma telaşı içinde iken Kayapa Göleti gibi yapay sulak alanların nasıl tehditler altında olduğunu da gözden kaçırıyoruz.
Gölet sulama amaçlı olarak yapılmış bir gölet olup, Tahtalı, Ürünlü ve Alaattinbey Köyleri başta olmak üzere Bursa- İzmir Devlet Karayolu’nun güneyini sulamaktadır.
Bilindiği gibi 1/100.000 ölçekli Bursa Strateji Planı’nda bu bölge özel ürün bölgesi olarak tescil edilmiş ve koruma altında bir bölgedir. Bölgede Bursa’nın en büyük Dişbudak Ormanı da yer almaktadır.
Balık Çiftliği’nin faaliyete geçmesinden bir süre sonra çiftlik için kullanılacak ürünler ister istemez, baraj gölünü ve suyu kirleteceği için bu göletten sulanan alanın da bu kirlilikten etkilenmesi kaçınılmaz olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder