4 Ekim 2012 Perşembe

Akredite olmayı unutmayın ama uslu olursanız

AKREDİTASYON sözcüğü Fransızca kökenli ve yetki verilmiş, resmen tanınmış kabul edilmiş anlamına geliyor.
Ve daha da önemlisi akredite edenlerin bağımsız, tarafsız ve bilirkişi niteliğinde olması gerekiyor ki AKREDİTASYON olabilsin.
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, kendi ülkesinde bir üniversitenin (Ankara Üniversitesi) Akademik Yıl Açılışına katılıyor. Tabii ekinde bir sürü bakan ve hatta bakamayan da var. Açılışta yaptığı konuşmalar ayrı bir yazı konusu olur onu bir kenara bırakalım; üstelik savaş varken onu yazmak gerekirken niye bunu yazıyorum ki.
Bu arada içerde başka bir şey dışarda başka bir şey oluyor.  Ne mi oluyor?
1. Öncelikle akredite edilen öğrenciler salona alınıyor.  Ülkemiz buna alıştı zaten AKP kongresine de bazı gazeteler benzeri biçimde AKREDİTE edilmediği için alınmamış mıydı? Bu şu demek yine devletin koymuş olduğu kurallara göre sınavına girmiş ve kazanarak üniversiteye kaydını yaptırmış, belki 1-2-3-4 ve daha çok yıldır o üniversitenin öğrencisi olan gençlerin listesini birisi veya birileri –her kimse- önüne almış ve bu gençleri AKREDİTE etmiş.
Vay vay vay… Diğerleri giremez…
2. Bu gençler koronun verdiği konseri, üniversitenin tanıtım filmini ve Başbakanın konuşmasını izleme yeterliliğine sahip değillermiş demek ki. Bu aynı zamanda geçmişi 1946’lara kadar dayanan bir Üniversite’nin doğru öğrenci yetiştiremediğini Üniversite yönetiminin ve özellikle de Rektör’ün kabul ettiği anlamına da gelmektedir. Hatta Rektör açılış konuşmasına üniversitelerde çifte standardın olmaması gerektiğini söylemiş. Ne diyelim koskoca Profesör yanlış yapacak değil ya üstelik salonda olduğuna göre AKREDİTE de edilmiş olmalı değil mi?
3. Konuşmasında Başbakan demiş ki:
"Üniversitelerde daima farklı görüşler, farklı düşünceler olabilir. Bu gayet doğaldır. Ama farklılık adına toplumun ve ülkenin gerçeklerinden de kopulmaması, sağduyunun muhafaza edilmesi büyük önem taşıyor. Ankara Üniversitesi'ni işte bu farklılık ve aykırılıkla sağduyu arasındaki dengeyi kurabilmiş eğitim kurumlarımızdan biri olarak görüyorum. İnanıyorum ki, önümüzdeki dönemde de burada ülkemiz için, milletimiz için hayırlı hizmetler, bu anlayış doğrultusunda çok daha fazla üretilmeye devam edecektir."
Yani Sayın Başbakan pat diye sorunu çözmüş. Tabi başka bir sorun da AKREDİTE öğrencilerden hiç birisi çıkıp da EY BAŞBAKAN dışarda arkadaşlarımız var onlar içeri alınmadılar, sen farklı görüş ve düşünceler olabilir derken Takiyye mi yapıyorsun dememiş AKREDİTE edilince böyle oluyor galiba??
4. Bu arada toplantıya Ankara Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanı da katılmış ve AKREDİTE olduğu için Başbakan’a teşekkür etmiş ve 2071’i hedef olarak göstermiş. Ne diyelim Allah razı olsun kendisinden. Merak ettim bu konsey nasıl oluşmuş ve nasıl seçim yapılmış belli değil ayrıca bu link dışında (http://iso.ankara.edu.tr/index.php?bil=bil_icerik&icerik_id=142 ) başka bilgi bulana da aşk olsun..
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Ankara Üniversitesi'nde düzenlenen 2012-2013 akademik yıl açılış törenine katılmasını protesto eden öğrenciler alternatif açılış düzenlemişler.Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencileri, çeşitli akademisyen ve Eğitim-Sen'in katılımıyla düzenlenen alternatif açılışın başlığı ise;
 "İfade Özgürlüğü ve Üniversiteler"
Açılışta, bilimin temel koşulunun ifade özgürlüğü, ifade özgürlüğünün temelinde de demokrasinin yattığı tabi ki salonun içinden duyulmadı. Pekâlâ, bunun yerine ne oldu tabi ki AKREDİTE olamayanlara her zaman olan şey =
BİBER GAZI- GÖZALTI- POLİS JOBU ve DAYAK……
EH SİZDE AKREDİTE OLUN USLU ÇOCUK OLUN NE DİYE BAŞBAKANI KIZIDIRYORSUNUZ Kİ?????

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder